Alışveriş sepetiniz boş!
Her şeyden önce Kaya Tuzu İçin 10 Önemli Soruya 10 Cevap adlı bu konuya, öncelikle Kaya tuzu nedir? Adlı soruya cevap vererek başlayalım. Kaya tuzu, sodyum klorürün mineral formudur. Kaya tuzunun esas adı halit mineralidir. Kaya tuzu içeriğinde 84 tane mineral vardır ve insan vücuduna alınması gereklidir. Temel besin maddelerimizden biri olan tuz insan sağlığı için çok önemli bir besin kaynağıdır. Kaya tuzu ise tuzun henüz işlenmemiş doğal haline verilen isimdir.
Rafine tuzların ödeme sebep olduğunu uzmanlar tespit etmişlerdir. Kaya tuzu ise anti-ödem özelliğe sahiptir. 84 element barındıran kaya tuzu vücudun bütün ihtiyacını karşılayacak düzeydedir. Rafine tuzlar ise ancak 4-5 adet element barındırmaktadır.
Tuz doğal olarak kullanılmalıdır ancak, deniz ve göl tuzlarına şehir lağımları ve fabrika kimyasal atıkları bulaştığından rafine edilmeden yani eritilip damıtılıp fırınlanmadan kullanılamazlar. rafinasyon işlemi tuzdaki bütün mineralleri de yok ettiği için sadece sodyum klorür kalır ve bununda kullanımı çok sağlıklı değildir. Bu sebepler ile yeraltı madenlerinden çıkartılan kaya tuzu tüketilmelidir ancak kaya tuzlarının da içlerinde ağır metaller ve farklı karışımlar bulunur bu sebep ile tuzlar kırmızı, siyah, yeşil ve gri renklerde çıkartılıp rafine edildikten sonra kullanılırlar.
Hiç rafine edilmeden direk tüketilebilecek kaya tuzları oluşumunu tamamen tamamlamış, hiçbir ağır metal ve zararlı bileşen barındırmayan şeffaf cam kristal kaya tuzlarıdır. Fakat bu tuzlar her tuz madeninden çıkmamakta, çıksa bile çok az çıkmaktadır. Şeffaf cam kaya tuzları içlerinde birçok doğal mineral barındırdığı ve işlem görmeden tüketildiği için vücut içerisinde çok daha kolay kullanılır, vücut elektrik iletimi normale döner ve birçok hastalığın da ortadan kalkmasını sağlar.
Erişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacı 6-8 gram kadardır. Ancak sıcak havalarda ya da ağır fiziksel çalışma şartlarında bu miktar 10 grama kadar çıkabilir. İhtiyaç duyduğumuz tuz, günlük besinlerimizde zaten mevcuttur. Oysa yapılan araştırmalara göre bir insan günde 15 gramdan fazla tuz tüketmektedir.
Tuz tüketiminin düzenli olarak artması, nefrit (böbrek iltihabı), yüksek tansiyon ve damar sertliği gibi hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Bu yüzden günlük tuz tüketimi ihtiyaç duyduğumuz miktardan daha fazla olmamalıdır. Çünkü her şeyin çoğu zarar olduğu gibi, tuzunda çoğu zarardır.
İyon cihazları havadaki nem oranını dengeler ve negatif iyon yayarak pozitif yüklü iyonları nötralize eder. Ancak bunu yaparken hem tükettiği elektrik yüzünden ek maliyet getirir, hem de çalışma esnasında yine pozitif iyon üretir. Fakat kaya tuzu ortama negatif iyonlar yayarken yeniden pozitif iyon üretmez, ek bir elektrik maliyeti çıkarmadan, pozitif yüklü iyonları nötralize eder.
Ayrıca kaya tuzu lambası, havadaki nem ve rutubeti sünger gibi emerek nem oranını %40 ‘ın altına düşürür. Bu nem oranında ise akar ve miteler yaşayamaz. Dolayısı ile alerjik, astım, bronşit, koah ve benzeri rahatsızlıkları olanlar bu ortamda daha konforlu nefes almak ve aldıkları nefesi daha iyi değerlendirmek sureti ile yaşam kalitelerini yükseltirler...
En kaliteli Kristal Kaya Tuzu olarak kabul edilen tuz, cam gibi şeffaf ve saydam olan tuzdur. Bunun alternatifi beyaz süt renginde olan tuzlardır. Bunun dışında bulunan pembe kırmızı gri gibi renklere sahip tuzların sofra tuzu olarak tüketilmesi doğru değildir. Çünkü bu tuzlarda yüksek miktarda demir elementi bulunur.
Çankırı ilimize ait kaya tuzu mağaralarından çıkan kristal kaya tuzu saf beyaz veya şeffaf beyaz olarak bulunur. Ve hiçbir işleme uğramadan, herhangi bir şekilde rafine edilmeden, doğada bulunduğu haliyle, olduğu gibi tüketiciye sunulur.
Kristal Kaya Tuzu vücuda suyla birlikte alındığında diğer hücrelerle birlikte böbrek hücrelerini de besler. Günlük ortalama 2 ila 3 litre içme suyunu vücudunuz aldığınız zaman böbrekler vücutta biriken toksinleri ve zehirli maddeleri düzenli olarak vücuttan atarlar.
Kristal tuz ve içme suyu ile hücrelerini onararak daha düzenli, daha sağlıklı ve daha dengeli çalışırlar. Yeter ki günlük içme suyu ihtiyacımızı ihmal etmeyelim. Düzenli olarak tuz tükettiğimiz gibi yine düzenli olarak vücudumuzun ihtiyaç duyduğu oranda su tüketelim.
Genel olarak tansiyon rahatsızlığı, vücudun uzun yıllar boyunca susuz bırakılması ve vücutta su kıtlığı sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Yüksek tansiyonu yenmek için tuzlu su kürünü doğru kullanmak gerekir.
Doğru uygulama şöyle olmalıdır; iki litrelik suya bir tatlı kaşığı kadar tuzlu su katılmalı ve gün boyunca bu su yavaş yavaş tüketilmelidir. Dört hafta boyunca bu şekilde kullanılmalıdır. Tansiyon hapları altıncı haftadan sonra doktorunuzun da görüşü alınarak yarıya düşürülebilir. Sekizinci haftadan sonra ise tamamen bırakabilecek duruma gelebilirsiniz. Ondan sonra tuzlu su kürü normal kullanılabilir. Bu arada tuzlu su kullanırken tansiyon bazen yükselmiş, bazen düşmüş gözükebilir, endişeye gerek yoktur. Vücut normal değerlerine dönüyor demektir.
Yemeklerden yarım saat önce içilen bir bardak tuzlu su ve hemen üstüne alınan bir bardak normal içme suyu; hızla kana karışıp hücrelere ulaşacağından, vücudun açlığa mı susuzluğa mı ihtiyacı olduğunu beyin fark edecektir. Tuzlu suyla alınan mineraller mide hücrelerinde protein ve enerjiye dönüşeceğinden dolayı, fazla yemek yeme olayı ortadan kalkacaktır.
Su ve tuz bileşimi vücutta biriken fazla yağlara hızla yönelerek bu yağların yavaş yavaş çözülüp vücuttan atılmalarını sağlar. Bu uygulamaya her gün kesintisiz devam edildiği sürece iki-üç ay gibi kısa bir zamanda, hem yemek yeme dengesi sağlanacak hem de fazla kilolardan kurtulmuş olunacaktır. Bunun için düzenli tuzlu su kullanımı yeterlidir.
Enfeksiyon veya ameliyattan kaynaklanan ödem (iltihap) içerisinde su bulunur. Vücut sıvılarından daha fazla tuz içeren ılık tuzlu su ile durulanırsa, ozmos süreci boyunca ödem sıvısı dışarı çıkar. Tuzlu su çözeltisi, alkol içeren diğer gargaralar gibi mukoza zarlarını tahriş etmez. Buna ek olarak, tuzlu su bakterilerden su çekebilir ve vücut sıvısını kaybeden bakteriler üreyip gelişemezler.
Boğaz ağrınız varsa, diş etleriniz ve ağzınızdaki yaralar ya da yakın zamanda bir diş ameliyatı olduysanız, kaya tuzlu su ile durulama yöntemine yani gargaraya başvurulmaktadır.
Kaya tuzuyla gargara yaptığınızda; Ağızda kan akışını arttırır. Mekanik olarak yiyecek parçacıklarını temizler. Bakteri üremesini engeller. Nefesi temizler Ağız yaralarını ve şişen diş etlerini yatıştırır. İltihaplanmayı azaltır.
Eğer çocukluğunuzdan beri rafine tuz kullandıysanız Aizheimer hastalığına yakalanma şansınız oldukça yüksek. Bir de tuzun rafinasyon işlemi sırasında maruz kaldığı 650 derece sıcaklık var. Bu denli yüksek bir ısı, tuzun (zaten kalmayan) kimyasal yapısını tamamen bozuyor. Rafine tuz, birbirinden ayrılmış kristallerden oluşur ve bu nedenle metabolize olması için vücudunuzun normalin üstünde efor sarf etmesi gerekir.
Aşırı rafine tuz aldığınızda hücre içinden su çekilir, hücre buruşur. Böylelikle rafine tuz Yüksek tansiyon, eklem hastalıkları ve daha birçok problemi beraberinde getirir. Bu bir hayli geniş bir konu olduğu için, Kaya Tuzu İçin 10 Önemli Soruya 10 Cevap adlı konumuzun sonuna geldik. Rafine tuzun zararlarına başka bir blog yazısında yeniden yer vereceğiz. Buraya kadar okuduğunuz bu yazı ve sabrınız için hepinize teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz
Kristal kaya tuzu ve çankırı tuzuyla alakalı başka videolar izlemek isterseniz youtube kanalımızı ziyaret ederek izleyebilirsiniz. ayrıca Kristal Kaya Tuzu Faydaları ve Önemi hakkındaki yazıyı okumanızıda önemle rica ederiz.
1000 TL ve Üzerine
Üyelere Ek İndirim
Kontrol Et Sonra Al
0 533 042 70 18
Kredi Kartına Taksit
1 Yorum
Emeklerinize sağlık çok teşekkür ederim bilgilendirme için.
Bir Yorum Yaz