Alışveriş sepetiniz boş!
Doğal Kaya Tuzu Nasıl Anlaşılır.? Çok rahat akan tuz rafine tuzdur. “Akar, akar, akar” şeklinde tüketicilere sunulan rafine sofra tuzuna nem tutucu kimyasallar eklenerek tuzun akışkan olması sağlanır. Diğer taraftan tuz kristallerinin şeklini değiştirmek suretiyle, bunların, birbirlerine kolay kenetlenmeye olanak bırakmayacak bir şekil verme yoluna da gidilmiştir. Dolayısıyla durdukça topaklanan ve kristalleri fabrikadan çıkmışçasına aynı irilikte olmayan ve öyle kolayca tuzluktan akmayan tuzun doğal olduğunu söylemek pekala mümkündür.
Öte yandan "Doğal Kaya Tuzu Nasıl Anlaşılır.?" sorusunun cevabı çok basit. Eğer tuzun doğallığı konusunda şüpheleriniz var ise, tuzun rafine tuzmu veya doğal tuzmu olduğunu küçük bir test neticesiyle anlarız: Yarım çay bardağı üzüm sirkesi içine 1 tatlı kaşığı tuz atın. beş ila on dakika kadar bekleyin. Sirke yeni açılmış gazlı içecekler gibi aşağıdan yukarı doğru köpürmeye başlıyor ve bir süre sonra da bulanıklaşıyorsa o tuz doğal tuz değildir.
İnsan bedeni seksendört elementten oluşmaktadır. Şaşırtıcı bir biçimde doğal tuz kristalinde de seksendört element mevcuttur. Yani doğal tuz insan vücudunun mineral ihtiyacının tamamını sağlamaktadır. Bu gerçeğe rağmen bugünkü modern tıp tuzsuz beslenmemizi öneriyor. Peki ama neden.?
Genel olarak zararlı addedilen tuz, rafine edilmiş Sodyum Klorürlü tuzdur. Gerçekten de bu tuzdan uzak durulması gerekiyor. Zira günümüzde market raflarında satılan tüm rafine tuzlar aslında sanayinin kullanamadığı atık tuzlardır. Tuz üretiminin çok büyük bir kısmı direkt olarak sanayiye yöneliktir. Tuz olmadan neredeyse hiçbir şey üretilememektedir. Bu yüzden üretim aşamasında rafine edilen doğal tuzdan geriye sadece Sodyüm Klorür kalmaktadır. İşte bu atık tuz da insanlar tarafından tüketilmek üzere piyasaya sunulmaktadır. Üstelik rafine tuzda tuzun akıcılığını kolaylaştıran ve topaklanmasını önleyen birçok kimyasal da bulunmaktadır.
Rafine sofra tuzu doğal tuzların yerini aldığından beri hastalıkların giderek arttığı artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Çünkü insan vücudu rafine tuzu kendisine yönelik bir tehdit olarak algıladığı için tüketilen rafine tuzu bir an önce atmak ister. Bu nedenle de tüketilen aşırı miktarda tuzun süzülmesi ve atılması başta böbrekler olmak üzere tüm boşaltım sistemi üzerinde önemli bir yük ve baskı oluşturur. Bu durumda rafine tuz vücutta aşırı su birikimine sebep olur ve kalp yetmezliğine yol açabilir. Vücuttan atılamayan rafine tuz ise tekrar kristalleşerek direkt olarak eklem ve kemiklerde depolanır. Böylece romatizmal hastalıklar ile safra kesesi ve böbrek taşı oluşumlarına kapı aralanmış olur
Oysa kaya tuzu gibi tamamen doğal ve işlenmemiş tuzlar gerektiği kadar tüketildiğinde vücuda zarar vermez, aksine fayda sağlar. Aslında tuz daha doğru bir ifade ile "Kaya Tuzu" hayatın vazgeçilmez unsurudur. Tuz hücrelerimizde biyokimyasal reaksiyonlardan geçip, vücut fonksiyonlarında görev alır. Suyun damarlarımızda ve hücrelerimizde durabilmesi tuz sayesinde mümkündür. Tuz ayrıca sinirlerimizin iletisini sağlamakta, kaslarımızı kasmakta, çeşitli besin maddelerinin hücre içine girmesini sağlamaktadır.
Öte yandan tuz sadece yediklerimize lezzet katmakla kalmaz, bize huzur ve mutluluk verir. Yani tuzun insan psikolojisi açısından da faydaları vardır. Nitekim ABD’deki Iowa Üniversitesi’nden araştırmacılarca hazırlanan bir raporda, tuzun doğal bir antidepresan olabileceği görüşüne yer verilmiştir.
1000 TL ve Üzerine
Üyelere Ek İndirim
Kontrol Et Sonra Al
0 533 042 70 18
Kredi Kartına Taksit
Bir Yorum Yaz